Modern Zihnin Cinsel Ekonomisi

 


Pozun Altındaki Boşluk: Modern Zihinlerin Sözsüz Ticareti

Facebook'a bakıyorum. Reels sekmesini açıyorum.
Karşımda muhafazakâr görünümlü bir kadın. Başında örtü var ama kamera kadrajı dudaklarında, gözlerinde, bakışlarında dolanıyor.
Başını hafif yana eğmiş, gözlerini yukarı kaldırmış. “Şu an beni içinden geçiriyorsun değil mi?” der gibi bir poz.

Örtüsü var ama ruhu çıplak.
Bu bir çelişki değil, bir strateji.
Çünkü artık pazarda beden ürünü, duruş ambalaj.

Aynı anda, bir erkek görüntüsü akıyor önüme.
Gri takım elbise, pahalı saat, metro çıkışında poz… Gövdesi değil, cüzdanı poz veriyor.
Kadın baktığında diyor ki: “Bu adam yatırıma değer olabilir.
Yani mesele artık çekim değil, çek hesabı.

Sabah Rutinleri: Bildirim mi, dürtü mü?

Erkek sabah uyanır uyanmaz telefona sarılıyor.
Instagram, Facebook, WhatsApp...
Bildirimlere bakıyor ama aslında başka bir şeyin peşinde:

“Bu gün kime yürürüm? Kim müsait gibi duruyor?”
Demez bunu açıkça. Ama parmağı ekranı kaydırırken zihni başka bir yerde.

Kadın ne yapıyor?
O da profilleri tarıyor. Ama beğeniye değil, enerjiye bakıyor.
“Hangisi bana 'sahiplenme hissi' verir?”
Haber paylaşımı değil, duruş analizi yapıyor.
Bakışta erk var mı, belde güven var mı?
Bu bir sosyal medya gezintisi değil, ön değerlendirme formu.

Ve sonra... Estetik Filozofisi Başlar

Bir anda profil bir dönüş yapar.
Mevlana alıntısı...
“Sevgi emektir” yazısı...
Nietzsche'den, Can Yücel'den cümleler...
Ama ondan bir önceki story'de filtreyle dudak büyütülmüş, bir sonrakinde popo kadraja alınmış.

Arkadaşım...
Kimi kandırıyorsun?
Yemin ediyorum, şu an seni izliyor gibiyim.

Sen filtreye sıkıştırılmış bir his arıyorsun.
O ise aradığı şeyi bedeninle doğrulatmak istiyor.
Ve ikiniz de bunu “masum bir paylaşım” zannediyorsunuz.

Peki Nedir Bizi Bu Hale Getiren?

Bir zamanlar sevgiyi emek zannettik.
Aşkı bulmak istedik ama önce “ne kadar kazanıyorsun?” diye sorduk.
Duyguyu anlamadan, dürtüyle ilişki kurduk.
Kendimizi “hak ediyorum” diye pohpohlayıp, diğerini “beni tatmin etmeli” diye ezdik.

Rekabetin içine ruhumuzu attık.
Ekranların arkasında yalnızlaştık.
Ve en acısı:
İlişki sandığımız şey, aslında iyi bir alışverişti.


💬 Yorum Bırak, Gerçeği Konuşalım

Sen ne düşünüyorsun?
İlişkiler gerçekten bu hale mi geldi?
Yoksa hâlâ içinde umut taşıyan biri misin?

👇 Alttaki yorumlara dürüstçe yaz.
Yaz ki birileri okusun ve desin ki:

"Ben yalnız değilmişim. Ben de böyle hissediyorum."

Wise Man... 👇

Bu yazı ilgini çekebilir Tıkla... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Biz Neden Yazarız?

İyilik Gibi Görünüp İtaat Satıyorlar

Telkari Sanatı: Bir Telin İçindeki Medeniyet