Sahtekâr: Binbir Suratlı Düzenbaz – Seri 1

 

Her insanın hayatında taktığı maskeler vardır. Kimi gülerken ağlar, kimi doğru görünürken yalan söyler, kimi de sırf hayatta kalmak için başka bir yüz taşır. “Sahtekâr: Binbir Suratlı Düzenbaz”, bu maskelerin ardındaki karanlığı sorgulayan bir roman.

⚖️ Hayattan Bir Ayna

Bugün sosyal medyadan siyasete, iş dünyasından ilişkilerimize kadar sahte yüzlerle yaşıyoruz. İnsanlar, kimliklerini pazarlık unsuru haline getiriyor. Roman, tam da bu gerçekliğin içinden doğuyor. Kahraman, binbir surata bürünerek hayatı boyunca biriktirdiği düzenbazlıkların hesabıyla yüzleşmek zorunda kalıyor.

🔮 Kadın ve Erkek Maskeleri

Kadınlar çoğu zaman güçlü görünmek için kalplerini saklar, erkekler ise zayıf görünmemek için duygularını gömer. Oysa maskeler, insanı korumaz; insanı yavaş yavaş tüketir. Romandaki karakterler, kendi sahte yüzleriyle hesaplaşırken, aslında bizim toplumumuzdaki çarpık düzeni de gözler önüne seriyor.

🌑 Ruhsal Boyut

Binbir suratlı sahtekâr, sadece bireysel bir dolandırıcı değil; aynı zamanda ruhani bir imtihanın sembolü. İçimizdeki “nefs” dediğimiz parça, bizi sürekli maskelerle yaşamaya zorluyor. Roman, bu yönüyle tasavvufi bir soruya da ışık tutuyor:
“Gerçek yüzümüzle yaşamaya cesaretimiz var mı?”

⚡ Neden Okumalısın?

  • Çünkü bu roman, sadece bir sahtekârın hikâyesi değil; aslında hepimizin içinde saklanan ikiyüzlülüğün aynası.

  • Çünkü toplumsal düzen, adalet ve ahlak sorgulamasını sert bir şekilde yapıyor.

  • Çünkü her maske bir gün düşer, ve gerçek yüzle yüzleşme anı kaçınılmazdır.

👉 Hemen keşfet: Sahtekâr: Binbir Suratlı Düzenbaz

“Sahtekâr” sadece bir suç hikâyesi değil, aynı zamanda bir vicdan romanı.
Hayatta kazanılan her şey, bir gün adaletin terazisine çıkacak. Kimi insanlar maskelerini koruyarak yaşıyor; kimi ise maskesiz ama onurlu yaşamayı seçiyor. Sen hangisini seçerdin?

Kitabı okursanız geri bildirim yapmayı unutmayın lütfen.

Sosyal Medya Linki: Türkiye Yazarlar Sayfası


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Biz Neden Yazarız?

Resim
  Yazarlık Nedir, Biz Neden Yazarız? Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Biz Neden Yazarız? Giriş Yazarlık, süslenmiş cümleler değil; içten gelen bir çığlıktır. Yazarım çünkü sustuğumda içimde çürüyen kelimeler birikiyor. Ama yazarım derken, o unvanın kalabalığına değil, derinliğine talibim. Konunun Derinliği Bugün her yerde "yazar" var ama yazarlık yok. Kitap bastırmak, yazı yazmak, okur edinmek yazar olmak için yeterli değil. Gerçek yazar, içindeki yangını kelimeye dönüştüren kişidir. Bizim için yazmak, bir hayat biçimi değil, bir görevdir. Okuru eğlendirmek değil; düşündürmek, sarsmak, uyandırmak gerekir. Wise Man Yorumu “Yazar, kelime üretmez; bilinç üretir. Okuru değil, sistemin kodlarını rahatsız eder.” Yazının İşlevi Bizim yazılarımızın bir amacı vardır: Ezberi bozmak. Makalede bilgi veririz, romanda zihni kurcalarız, denemede sorular bırakırız. Her yazı bir farkındalık eşiği olmalıdır. Çünkü biz okuyucuyu okşamak için değil, uyandırmak için...
Devamı

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Bölüm II

Resim
 Önceki yazılarımızda " Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Biz Neden Yazarız? " demiştik. Bu yazı dizimizde devamı yazıyoruz... Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Bölüm II “Sessiz Kalemler” Yazmak da bir tür oynamaktır. Ama sıradan bir oyun değil bu. Yazar; sahneyi kuran bir senaristtir. Aynı zamanda sahneyi yöneten bir yönetmen. O sahnede oynayan tüm karakterlerin ruhudur. Ve o hikâyeyi yaratan tanrıdır. Her kelimesinde bir kader, her satırda bir nefes, her bölümde bir dünya vardır. Sanat ne olursa olsun – yazı, görsel, sahne ya da ses – ayrılmaz bir ana temele bağlıdır: İnanç. Önce sen inanmalısın. Bir okuyucuya, izleyiciye, herhangi bir insana bir şeyi hissettirmek istiyorsan, önce sen o duyguyu inşa etmiş, yaşamış ve hazmetmiş olmalısın. Yani yazar; kendi satırlarını yazarken önce kendiyle yüzleşmelidir. Şu soruyu kendine sorabilmeli: “Ben bu yazıya inandım mı?” Çünkü inanmadan yazılmış her satır, karşı tarafa boş bir ses gibi ulaşır. Söz vardır sarsar, söz vardır unutt...
Devamı