Kayıp Ruhlar – Bölüm 2: Nereye Ait Olduğunu Unutanlar

 




— “Buraya ait hissetmiyorum.”

Bazı insanlar hep başka yerde olmak ister.
Ama nereye gitse, ait olamadığı şey kendisidir.
Bu sadece memleket meselesi değil.
Bu, ruhun bir yere tutunamamasıdır.

Bir odada onlarca insan vardır ama sen kendini dış kapının eşiğinde gibi hissedersin.
Konuşmalar akar gider, sen kelimeleri duyarsın ama içeriye giremezsin.
Yabancı gibi bakarsın kendi hayatına.


Aidiyet Ne Demektir?

Aidiyet sadece “nerelisin?” sorusuyla başlayan bir mesele değildir.
Aidiyet, insanın “ben buradayım ve burası benim parçam” diyebildiği içsel bir bağdır.

Bir evin olur ama içinde “misafir” gibi yaşarsın.
Bir aile içinde doğarsın ama “bunlar kim?” dersin.
Bir ülkeye vatandaşsındır ama sokağa çıkınca “buraya ait değilim” hissi çöker üzerine.

Aidiyet, toprakla değil ruhla kurulur.
Ve bu bağ koptuğunda...
İnsan nereye giderse gitsin, hep yersizdir.


Aidiyetin Kayıp Yolları

İnsan neden yabancılaşır?
Bazı nedenler çok tanıdıktır:

  • Göç etmek (zorla ya da isteyerek)

  • Toplumun beklentilerine uymamak

  • Farklı düşünmek, farklı hissetmek

  • Aileyle duygusal bağ kuramamak

  • Dinlediğin müzikten konuştuğun dile kadar her şeyin “başkalarına aitmiş” gibi hissettirmesi

Ve sonunda kendini şöyle düşünürsün:
“Ben nereye aitim? Hiçbir yere mi?”


Ait Olma Arzusu, Bir Tür Kök Arayışıdır

İnsan sadece nefesle değil, kökleriyle yaşar.

Bir çocuk için bu bazen annesinin sesi, bazen baba ocağının kokusudur.
Bir yetişkin için bir topluluk, bir inanç, bir aidiyet çerçevesidir.

Ama bu bağ koparsa insan rüzgârda savrulan yaprak gibi olur.
Durur bir yerde…
Ama hiçbir zaman kök salmaz.


Yabancılaşma Kader Değil, İşarettir

Ait hissedememek, her zaman bir lanet değildir.
Bazen bu “gerçek yerini arama” çağrısıdır.
Ruhun eski kabuğa sığmadığını fark edersin.

Belki doğduğun yer değil, yürüdüğün yol senindir.
Belki kan bağı değil, can bağın seni ait kılar.

Ama önce şunu kabul etmek gerekir:
“Ben şu an hiçbir yere ait hissetmiyorum.”
İşte bu cümle, seni yola çıkaracak dürüstlüktür.


🔜 Bir Sonraki Bölüm: İçinde Konuşmayanlar

Bu seride bir sonraki adım, iç dünyası sessizleşmiş, kendiyle konuşmayı bırakmış insanlara gidecek.
Artık ne dua eder, ne yazar, ne ağlar…
Sadece susar.
Orada görüşürüz.

Wise Man...

Bana bir kahve ısmarla

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Biz Neden Yazarız?

Ben Halkçıyım – Ne Sağcıyım, Ne Solcu

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Bölüm II