Amerikan Rüyası mı?

 

Gerçeğin Sert Tokadı mı?

Asya’dan, Anadolu’dan, Afrika’dan, Ortadoğu’dan kopup gelen binlerce insan…
Hepsinin bavulunda farklı bir geçmiş, ama neredeyse aynı hayal vardı:
Amerika. Özgürlükler ülkesi. Hayallerin toprağı.

İnsan bu rüyaya kapıldığında sadece bir ülkeye değil, bir hayale göç eder.
Ama peki, gerçekle yüzleşince ne oluyor?


❓ İlk Soru: Gerçekten özgürleştin mi?

Evet, Amerika’ya vardın. Belki:

  • Oturumun yoktu ama umut doluydun.

  • Dil bilmiyordun ama öğrenirim dedin.

  • Korkuyordun ama hayalin büyüktü.

Ama sonra...

Polis seni ilk çevirdiğinde ne hissettin?
İngilizce bilmediğin için ne kadar yabancılaştın?
Yolda yürürken bile "fazlalık" gibi hissettin mi hiç?
SSN kuyruğunda "ben insanım" demeye ikna etmeye mi çalıştın?

Bir gün önce gelenin seni "dağdan gelmiş gibi" gördüğünü fark ettin mi?

Evet... Aynı dili konuşan, aynı milletten olan ama sadece birkaç ay önce gelmiş biri bile seni küçümsedi belki.
Sanki onun Amerikan vatandaşlığı doğuştanmış gibi…


🧾 Resmî İşlemler, Beklemeler ve Hor Görülmeler

Amerika’ya gelen herkes bu aşamalardan geçer:

  • SSN almak: Sanki tapu değil, cennetin anahtarı.

  • Oturum görüşmeleri: Yabancıysan, önce insan olduğunu ispat etmen lazım.

  • Sağlık sisteminde randevu almak bile: Sabrın test edildiği bir alan.

İşin ironik yanı ne biliyor musun?
Seni sorgulayan, seni aşağılayan o görevli de bir zamanlar senin gibi yabancıydı.
Ama o bunu unutmuş. Belki ezilmişliğini ezerek unutturmak istiyor kendine…


🧍‍♂️ Hayat mı? Hayal mi?

İlk işin neydi?
Saatlik bir restoran işi mi?
Temizlik mi?
Amazon deposunda sırtına yük vurulan vardiyalar mı?
Ya da kaçak yaşayıp, başkasının adıyla Uber şoförlüğü mü?

Çok iyi biliyoruz… Bunlar hayal edilenler değil.
Ama işte, Amerika Rüyası dedikleri şey; çoğu zaman sadece Hollywood filmlerinde kalıyor.


💭 Umulanlar ve Bulunanlar

Umulan: New York sokaklarında kahve içip, Macbook ile projeler yapmak.
Bulunan: 12 saat aralıksız çalışıp, eve sadece uyumaya dönmek.

Umulan: Özgürlük, ifade hürriyeti, hoşgörü.
Bulunan: “Adını doğru telaffuz edemiyorum, Mike diyebilir miyim?”

Umulan: Kültürler arası diyalog, dostluk.
Bulunan: Sürekli "Nerelisin?" sorusuyla "ötekileştirme".


✊ Peki Şimdi Ne Olmalı?

Unutma dostum:

  • Sen kim olduğunu unutmazsan, seni kimse yok sayamaz.

  • Bugün sokakta yürürken hor görülebilirsin, ama yarın o insanın çocuğuna öğretmen olabilirsin.

  • Bugün depo işinde çalışıyor olabilirsin, ama birkaç yıl sonra şirket kuracak potansiyelin var.

Amerika’ya sadece para kazanmaya değil, insan kalmaya geldin.
Düşme, ezdirme kendini. Ama başkasını da ezme. Çünkü senin de geçmişin, bir başka göçün hikâyesiydi.


📌 Son Söz:

Amerika özgürlükler ülkesi olabilir,
ama gerçek özgürlük insanın kendini unutmadığı yerdedir.

 Wise Man...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Biz Neden Yazarız?

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Bölüm II

Dünden Bugüne Türk Sinema ve Sanatı Bölüm 5