Ahlak Bekçileri mi, Vicdan Zorbalığı mı

 



Ahlak Bekçileri Ne İstiyor Bizden?

Sürekli karşımızda birileri var.
Ne giydiğimize karışıyorlar, ne izlediğimize, ne konuştuğumuza...
Her davranışa bir damga, her insana bir suçlama.
Sanki Tanrı onları başımıza göndermiş gibi, emir yağdırıyorlar.
Ama aslında tek yaptıkları bastırmak.
Susturmak.
Korkutmak.
Ve ibadeti bir sopa gibi kullanarak insanları hizaya sokmaya çalışmak.

İnanç diyorlar ama aslında dayatma...
Ahlak diyorlar ama aslında tahakküm...
Bu güruhun derdi erdem falan değil.
Dertleri kontrol.
Dertleri senin ne hissettiğin değil, neye boyun eğdiğin.
Çünkü özgür irade, bu adamların en büyük düşmanı.

Oysa Tanrı’nın sana verdiği en kutsal şey nedir?
Özgür irade.
İster ibadet edersin, ister etmezsin.
İster konuşursun, ister susarsın.
Ama karar senindir.
Ve işin garibi: İnsan gerçekten insan olursa, zaten içinde bir ahlak doğar.

Ahlak zorla olmaz.
Ahlak korkuyla oluşmaz.
Ahlak baskıyla hiç ama hiç yeşermez.

Bu yüzden önce insan olmalıyız.
Gerçekten insan.
Merhameti olan, anlayışı olan, aklı olan, yargılamayan bir insan.
Ancak böyle biri ahlaktan söz edebilir.
Yoksa her gün secde edip kalbi kinle dolu olanlar, dillerinden dualar dökülürken elleriyle linç edenler...
Bunlar ne ahlaktır, ne inanç, ne insanlık...

Sorsan en çok onlar korkar Tanrı’dan.
Ama bir gün, sadece kendileriyle yüzleşmek zorunda kalacaklar.
Ve işte o gün, kimin ne olduğu ortaya çıkacak.
Çünkü Tanrı’nın terazisi ne kılık kıyafete, ne lafa, ne gösteriye bakar.
Kalbe bakar.
O kalpte ne var, işte onu ölçer.


Yazan: Wise Man
📬 Telegram Grubumuza Katılın:
💸 Destek Olmak İçin Tıklayın: 
💬 Yorum Yapmayı ve Paylaşmayı Unutmayın!
🟢 Takipte kalın, yeni yazılardan anında haberdar olun.

Bana bir kahve ısmarla

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Biz Neden Yazarız?

Doğal Taşlar Nedir, Ne İşe Yarıyorlar?

Yazmak Yetmez, Yakmak Gerek – Bölüm II